Filmde gördüğümüz kareler inanılmaz bir doğallıkta yaratmış. Bu doğallık , kızların çocuklarının saflığı ve doğal ortamın güzelliği birleşince görsel açıdan güzel bir film oluşmuş aynı zamanda. Filmde kullanılan müzikler hiç bir zaman hikayenin önüne geçmemiş ve hikayenin akışıyla paralel bir şekilde ilerlemiş. Bunlardan da bahsettikten sonra filmin asıl meselelerinden bahsedelim.
Bu film kadınların problemlerini kadınların ve kadın bir yönetmenin gözünden inceliyor. Filmdeki 5 kızın yaşadığı ev aslında Türkiye'nin küçük bir temsili niteliğinde. Biz kadınlarmıza her gün yeni bir engel koyuyoruz. Onların özgürlüğünü her gün biraz daha kısıtlıyoruz. Filmde de çokça Tayyip Erdoğan ve Bülent Arınç'ın feminizim ve kadının iffeti temalı konuşmalarını dinliyoruz. Toplumda kadına bakış her gün bu insanların da katkılarıyla daha kötü bir yöne evriliyor. Kaldı ki bu ataerkil toplum yapısının en önemli destekçilerinden biri de babanneler , anneler. Geçen gün ablası sevgilisiyle buluştuğu için onu döven bir çocuk videosu gördüm ve dehşete kapıldım. O video aslında çok küçük bir örnek bütün bu problemleri anlatmak için.
Kadınları bekaretleri üzerinden değerlendirmek gibi iğrençlikleri görüyoruz ve bu durum filmde yaşı en büyük olan kardeşi anal seks yapmaya götürüyor. Aslında çarpık bir cinsellik anlayışı diyebiliriz buna. Anal seks yapıyım ama kendimi kocama saklıyor gibi görüneyim anlayışı maalesef sadece kırsalda değil her yerde var . Bu düşünce yapısının oluşmasının tek sebebi gerdek gecesi sonrası dışarıda kanlı çarşafı bekleyen zihniyetin ta kendisidir. Lakin sakın Anadolu insanına laf söylemeyin onlar çok namuslu insanlardır. Hiç bir zaman akrabalarına tecavüz etmezler. Hepsi birer ahlak bekçisidir. Bu kadar çok "bok rengi" giyinen kadın ahlak bekçisinin bulunduğu bir yerde ahlaksızlık yapmak mümkün değildir zaten. Aynı zamanda Anadolu erkeği de erkektir hani. Düğün geldiği zaman silahını kullanmaktan çekinmez. Kadınını yola getirmekten çekinmez. Maçını izler , rakısını içer ve işine gidip parasını kazanır. Anadolu'da kadınla erkeğin yıllar yıllar önceden belirlenmiştir. Bu yüzden kimsenin kafası karışık değildir. Karışıklık çıkması böylelikle öğrenilmiştir. Kadın dediğin yemek yapmakta usta olacak çok güzel mantı yapacak ve kocasını doyuracak. Kocası seks istediğinde yatağa uzanacak işini yapacak. Zamanı geldiğinde çocuğunun da onun geçtiği bütün evrelerden geçmesi için elinden geleni ardına koymayacak. Erkeklerin ilgi duyduğu şeylere ilgi duyması mümkün değil bu kadınların. Erkeklerin ilgi duydukları vücut bölümlerini de kapatmak zorundadırlar. Herkes rolünü ve oynaması gereken metni bildikten sonra Anadolu'da ne erkek üzülür ne kadın.
Kadınlar okumasa da olur. Sonuçta ihtiyaçları yok. Öğretmen olup kendi ayakları üzerinde duracaklar da ne olacak. Kadınlar sonuçta zamanı gelince seks ,yemek ve çocuk yapan makinelerdir. Bu makinelerin özelliklerinden biri çok kolay bozulabilmeleri. Kahkaha atmak, sakız çiğnemek , deve güreşi oynamak kadınların devrelerini bozabilir. Eğer kadınların devrelerinin bozulduğundan emin değilsek onları makine kontrolcüleri olan jinekologlara götürüp durumlarını anlayabiliriz. Makinelerin erkeklerle eşleştirilme zamanları vardır. Makinelerin özgür iradeleri olması zaten beklenemez. Makinelerin alıcıları da çok seçici davranamaz. Sonuçta Makinelerin yaptığı görevler birbirinden çok da farklı değildir.
Özetle film kadın problemlerini çok net ve sade bir şekilde gözümüze sokuyor. Filmde gezi parkına ve Türk siyasetçilerin cinsiyetçi konuşmalarına göndermeler bulunuyor. İzlenilmesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum. Umarım gelecekte kadınlar bir Mustang gibi özgürce hayatlarını yaşayabilecek duruma gelirler ve zincirlerini kırmayı başarabilirler. Yönetmen Deniz Gamze Ergüven'e de böyle güzel bir film için kendi adıma teşekkür ediyorum. Bir sonraki incelemede görüşmek dileğiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder