6 Nisan 2016 Çarşamba

2001: A Space Odyssey Film İncelemesi

   Merhaba! İkinci film incelememle hepinizin ( tahminen 5-10 kişi) tekrar karşısındayım. Bugün ODTÜ Sitop'un Kubrick atölyesi olmasından mütevellit , izlemesini önerdikleri üç tane film vardı.
Filmler: The Shining (1980) /2001: A Space Odyssey (1968)/Barry Lyndon (1975) 
Ben de atölyeye çok katılmak istediğimden dolayı en azından The Shining ve A Space Odyysey'i izledim. 

   Film hakkında konuşmadan filmi ve Kubrick'te gördüğüm genel karakteristik özellikleri biraz anlatmak istiyorum. Öncelikle hem A Space Odyysey'de hem de The Shining'de çok güzel müzik seçimleri yapmış. Filmin özellikle baş bölümünde diyalog göremiyoruz ,fakat müzikler insanı içine çekiyor gerçekten. Filmin soundtrackını filmi izleyen,izlemeyen bir çok insan hayatının bir yerinde dinlemiştir mutlaka. Bu da linki: https://www.youtube.com/watch?v=QwxYiVXYyVs dinlemek isterseniz.Film işleyiş olarak da biraz durağan bir film. Film içinde sıkıldığım anlar oldu. Ben bunun nedenini 2016 da yaşıyor olmama bağlıyorum. Filimde yenilik ,bilim kurgu ve icat olarak getirilen bir çok şey veya kullanılan sinema efektleri ,teknikleri 2016 yılında film izleyicisi olmaya çalışan beni çok etkilemedi. Fakat eğer ben o filmi 1968 yılında izlemiş olsaydım büyük ihtimalle inanılmaz etkilenirdim.Film genel olarak yapay zeka, gelecekte uzay yolculuğu ve "survival of the fittest" konuları üzerinden dönüyor.

   Filmin başında maymunsu gruplaşmış bazı canlıların etraftaki diğer canlılarla ve diğer maymunsu gruplarla olan etkileşimini anlatan diyalogsuz bir bölüm görüyoruz. Bu bölümde bir yandan besin zincirini görürken maymunsu grupların arasındaki rekabeti de görüyoruz. Sınırlı bir su kaynağı var ve bu hayatta kalmak için önemli bir unsur. Bir yandan hayatta kalmak için avlanmaya çalışan maymunsular bir yandan diğer maymunsu gruplarla da "savaşmak" zorunda. Su kaynağını kendi elinde tutmak zorunda. Benim bu su kaynağını ele geçirme ritüelinde gördüğüm temel şey grubun liderlerinin bu problemi çözmek için öne çıkıp bir kavgaya tutuşması ve başta birbirlerine çok üstünlük kuramamaları. Fakat bir grubun kemiğin silah olarak kullanılabileceğini keşfetmesi işin rengini değiştirir. Bu silahı hem avlanmak hem de su kaynağına rahatça ulaşabilmek noktasında bir araç olarak kullanırlar. Üstünlüğü ve yaşam için çok önemli olan su kaynağını ele geçiren grup hayatta kalma başarısına ulaşmıştır. Bu bölümde bana kalırsa rekabeti ve hayatta kalma içgüdüsünü somut bir şekilde simgeleyen siyah büyük dikdörtgen bir taş (monolith) görüyoruz. Maymunların bu taşa taptığını ve sevdiğini de söyleyebiliriz. Filmde taşın geçtiği sahnelerde inanılmaz mistik bir hava yaratıyor Kubrick ve bizi adeta filmin içine çekiyor. Monolith'in film içinde ne anlama geldiğini ayrı bir paragrafta tartışmak gerekiyor ama bence.

   Daha sonra ise hikaye bir nevi uluslar ve gezegenler arası ilişkilerin konuşulduğu ve tartışıldığı bir hikayeyle devam eder. Burada insanların ve ülkelerin birbirleriyle etkileşimleri anlatılmaya ve öngörülmeye çalışılmış. Uzayda ve gelecekteki hayatı tasvir etmeye çalışmış Kubrick. Bu bölümün başında gördüğümüz ve bizi şaşırtabilecek şeylerden biri görüntülü konuşma fikrinin daha o zamandan düşünülmüş bir şey olması. Ayrıca başka bir ayrıntı ise uzay istasyonuna varırken bütün koltukların arkasında kamil koç vari bir tablet ekranımsı teknolojilerin bulunması. Ki bunlar o çağda gerçekten tahmin edilmesi kolay şeyler değil bence.Bu bölüm genel olarak filmin bilim kurgu ve gelecek öngörüsü üzerine kurulu. Ben filmi daha yoruma açık yerleri üzerinden tartışmak istiyorum bu yüzden burayı biraz hızlı geçiyorum. Filmin ikinci bölümünde de insanların bu taşla olan etkileşimini görüyoruz ve bu sefer taş onlara bir tepki koyar ve onları kötü etkiler bir yapıya bürünüyor. Bunun nedeni de üçüncü bölümde ortaya çıkan yapay zeka ve insan rekabetinde saklı bana kalırsa.


   Filmin üçüncü bölümünde ise zorlu bir jüpiter görevi var. Görevi yürütmeye çalışan bir grup astronot ,dondurulmuş bir kısım astronot ve yapay zeka bir gemi içinde jüpiter doğru yol alıyorlar. Bu bölümün temel tartıştırmak istediği şey ise insan ve yapay zeka arasındaki ilişki. HAL 9000 adında insanlar tarafından üretilmiş bir bilgisayar ve yapay zeka bu görevin büyük kısmını kapsıyor. Uçağın yönetilmesinde , kararların alınmasında yetkili bir pozisyonda bu yapay zeka. Filmin bir sahnesinde mürettebattan birinin yapay zekayla satranç oynadığını ve çok kolay bir şekilde yenildiğini görüyoruz. Bu noktada makinenin hesaplama gücünün insanın ulaşabileceğinden çok daha ilerde olduğunu görebiliyoruz. Bu tarz bir yapay zekanın üretilmesi 2016 yılı itibariyle gerçekleşmiş olmasa da 15 -20 sene içinde bizimle konuşabilen ,anlaşabilen ve yardımcı olan bu yapay zekaların hayatımızın içinde olmaması için bir neden yok. Soru şu ki bu yapay zeka insanla iş birliği mi yapacak yoksa bizi kendilerine veya dünya için veya filmde olduğu gibi görev için bir tehlike olarak mı görecekler. Bir sahnede başka bir HAL 9000 bilgisayarı kendi bilgisayarlarının problemli olduğunu tespit ediyor ve bilgisayara bu konu hakkında ne hissettiği sorulunca bunun bir insan hatası olduğunu ve ikizi olan HAL 9000 bilgisayarına karşı bir şey hissetmediğini söylüyor. Bu bir yandan yapay zekanın kin, üzüntü gibi bir duygu besleme yeteneğinin olmadığını gösteriyor. Bunu belki de insanların bir zayıflığı olarak sergiliyor. Görev sırasında HAL 9000 in hata yaptığını fark eden mürettebat onun görev dışı bırakmaya çalışıyor. Bilgisayar mürettebatın bu hareketini fark edip bunu insanların bir zayıflığı ve görevi tehlikeye atacak bir hareket olarak görüyor . Görevi tehlikeye atmamak için onun hatalı olduğunu düşünen Dr. Frank Poole'yi kendi yarattığı hayali görev esnasında öldürüyor ve bunu görüp Bowman cesedini almak için uzaya gidiyor fakat onun girişine de izin vermiyor HAL 9000. Bir şekilde gemiye girme yolunu bulan Bowman HAL 9000 in işlevine son veriyor. HAL 9000 in yaşamına son verildikten ve gemideki geri kalan bütün mürettebat öldükten sonra Bowman çok gizli bir bilgiye ulaşıyor. Bu bilgi ayın bir kraterinde zeki yaşam formlarına ait kalıntılar bulunduğu ve bu kalıntıların ayda bulunan ve sadece jüpitere sinyal göndermek dışında başka işlevi olmayan monolithin yanında bulunmasıdır.

   Filmin son bölümüne geçerken Bowman monolith aracılığıyla veya değil bir zaman yolculuğu yaşıyor. Bu zaman yolculuğu sırasında ışık patlamalı efektli mefektli bir şov oluyor. Sitopta öğrendiğime göre bu zamanında LSD kullanan hippielerin ilgisini çekmiş ve bütün seanslara gidiyorlarmış sırf o ışık patlamaları için. Büyük ihtimalle zaman yolculuğunun büyüsünü falan göstermek için kullandı o ışıkları efektleri. Başka yorumlar da getirilebilir tabii. Zaman yolculuğunun sonunda kendini bir odanın içinde yaşlanmış bir şekilde bulur. Bir süre sonra yan odada kendini daha da yaşlı bir haliyle yemek yer bir şekilde görürken. Hemen sonra ise kendini ölüm döşeğinde karşısında monolithle görür. Monolithle girdiği etkileşim sonucu da "Star Child" denen forma ulaşıyor ve film burada bitiyor. Bu ,ölmenin evrenin bir parçası çocuğu haline gelmek olarak yorumlanabilir.

   Monolithin ne işe yaradığına gelirsek hiç bir şey anlamadım.Yorumlardan biri Monolithlerin birer aşama atlama aracı evrimin bir aracı gibi söylüyor. Benim tahminim ise Monolithler dünyadaki zeki yaşam formlarını birbirlerine bağlayan , haberleşmesini sağlayan gezegenler arası dengeleri kuran ve gezegenlerin içindeki dengelerden etkilenen cisimler. Filmde Bowman zaman yolculuğunu yapmadan gezegenler hizaya giriyor ve bu evrendeki düzeni teslim ediyor olabilir. Bu düzen de evrendeki üstün bir yaşam formu tarafından yönetiliyo olabilir. Filmin sonunda Star Child olan Bowman ise ölümle ölümsüzleşip bu düzenin bir parçası haline geliyor olabilir. Fakat ne söylesem boş. Sitoptaki muhabbette filmdeki genel anlatılmaya çalışılan şeylerin zerdüştlük diniyle bağlantılı şeyler olduğunu ve Niçe'nin böyle buyurdu zerdüşt kitabıyla bağ kurulabileceği falan konuşuldu. Üstüne araştırmak isterseniz okuyabilirsiniz.


   Özetle, bir çok fütüristik icadı ,yapay zeka insan çatışmasını ve bir yandan "survival of the fittest" kavramını ele alan güzel bir bilim kurgu filmi. Bu filmin çekiminin Apollo 11'in aya inişinden önce çekildiğini de unutmayalım bir dip not olarak. Gözden kaçırdığın veya eksik olan analizlerinizi yorum olarak bırakmanız beni mutlu eder. Gelecek incelemede görüşmek üzere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder