Merhaba güzide okurlarım. Tekrar yeni bir incelemeyle karşınızdayım. Bu seferki inceleyeceğim film Ömer Vargı'nın yönetmenliğini yaptığı , baş rollerini Mahzar Alanson ve Cem Yılmaz'ın paylaştığı çok tatlı bir komedi filmi olan Her Şey Çok Güzel Olacak. Bu filmi boş zamanınızda kafanızı dağıtmak için izleyebilirsiniz. Özellikle dünyada absürtlük üzerinden bir komedi kültürü yaygın şu sıralar. Holywood komedilerine baktığınızda da zaten belirli aktörlerin oynadığı komedi filmleri sezonluk olarak hazırlanıyor. Bunların imdb puanları da ortalama 6.5 falan oluyor. Sonunda o filmler Amerikan tüketim kültürünün herhangi bir ögesi olup hayatımızdan çıkıyor zaten. Bu film o hayatımızdan çıkan filmlerin aksine , bittiği zaman içimize huzur ve mutluluk dolduran filmlerden. Bir komedi filmi olmasa da buna benzer bir duyguyu Les Choristes filmini bitirdiğimde de yaşamıştım. O filmi izlemenizi de ayrıca öneririm.
Filmin olay örgüsü çok basit uzun uzun açıklama ve şifreler bulmamıza gerçekten gerek yok. Filmin genel hikayesi bir türlü hiç bir işte dikiş tutturamayan Altan'ın abisi Nuri'nin hayatına girmesi üzerinden şekilleniyor. Nuri ise Altan'ın aksine hayatı inanılmaz düzenli,fevri kararlar almaktan çekinen , oldukça monoton bir hayata sahip olan ve en büyük tutkusu arabalar. Film sırasında Nuri'nin sosyalleşmekte bir problemi olduğunu da açıkça görebiliyoruz. Bu film bir komedi filmi olsa da insanlar monoton ve sıradanlaşmış hayatlarına eleştiri olarak değerlendirilebilir. En basitinden masa başı işlerinde ömrümüzü geçirmek insanı mutlu eder mi? Tabi filmin öncelikli amacı insanları güldürmek olduğu için bunlar üzerine tartışmak filme olduğundan fazla önem ve anlam yüklemek olur. Fakat hepimizin Nuri gibi hayalleri var bu hayatta ve bu hayalleri gerçekleştirmek büyük oranda bizim onu ne kadar istediğimizle veya çaba gösterdiğimizle alakalı. Film boyunca yönetmen bizim Nuri ile empati kurmamızı istemiş. Nuri aslında hepimizin içindeki o hayalci ve biraz da çocuk olan tarafımızın karaktere dönüşmüş hali. Hepimizin hayatında bizi bu hayallerimize bazı mucizevi yollarla ulaştırabilecek bir Altan yok o yüzden bu hayallerimiz için gerçekten bir şey yapmamız önemli hayattaki mutluluğumuz için. Nuri'nin film içindeki dönüşümünü izlerken kendimizden bir şey bulabildiğimiz için mutlu oluyoruz. Filmde Mahzar Alanson ve Cem Yılmaz'ın oyunculukları da bence çok başarılı. Yanılmıyorsam bu Cem Yılmaz'ın oynadığı ilk film. Cem Yılmaz bu filmde Altan karakteriyle kafası jöleli 90'lı yılların genç delikanlısı rolünü gerçekten güzel oynuyor. Zaten filmde oynadığı zamanlarda daha çok genç olduğunu da görüyoruz Cem Yılmazın. Bu durum da nedense benim ayrı hoşuma gitti.
Filmin müziklerini de Mahzar Alanson hazırlıyor. Bir çok MFÖ şarkısını dinliyoruz film esnasında ve film Benim Hala Umudum Var şarkısıyla kapanıyor. Benim Hala Umudum Var-MFÖ Film çekim teknikleri ve görüntüleme açısından da bana kalırsa başarılı bir film olmuş. Akıcılık sadece senaryo ve oyunculuktan gelen bir şey değil sonuçta.
Filmi izlemediyseniz kesinlikle ilk fırsatta izleyin o zaman yazdığım yazıyı tekrar okuyup benimle aynı duyguları paylaşabilirsiniz. Bir sonraki incelemede görüşmek üzere :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder